yeni eklenenler


Konu Alanı Eser Adı Yazar(lar)
Mimari Metinler
Mimarlığı Tanımlayıcı Metinler
Tuhfet-ül-Mimarîn ...
Gerçeküstü ve Aykırı Metinler
El Medinetü'l Fâzıla Farabi (Ebû Nasr Muhammed ...
Mimari Metinler
Kitabeler
Topkapı Sarayı Çinili Köşk İnşa Kitabesi ...
Mimari Metinler
Mesleki-Eğitim Metinleri
Fenn-i Mimari Ali Talat ve Ali Kemalettin...
Mimari Metinler
Mesleki-Eğitim Metinleri
Fünun-ı nefise tarihi medhali Sakızlı Ohannes Paşa...
Mimari Metinler
Bilimsel Metinler
Mimari Kitabı Mehmed İzzet...

Osmanlı Mimarlık Metinleri Arşivi:

Bir Mimarlık Epistemolojisi Arayışı

Osmanlı Mimarlık Metinleri Arşivi (OMMA), TÜBİTAK destekli “Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemi Yazılı Mimari Eserlerinin Alternatif Bir Epistemolojinin Arayışı Bağlamında Analizi/Yorumlanması” adlı projenin bir ürünüdür. Farklı bir mimarlık bilgisi mümkün mü sorusu ile birlikte Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemi Türkiye mimarlığının yazılı kaynaklarının araştırılmasına yönelik, mimarlığı anlamada ve açıklamada farklı ontolojilere sırtımızı yaslayabileceğimiz ve bunun mimarlıkta farklı bilgi ve bilme biçimleri, yani mimarlığın bilgisi bağlamında farklı epistemolojiler oluşturabileceği savından yola çıkan proje kapsamında saptanmış ve incelenmiş yazılı eserlerin derlenmesinden oluşturulmuştur.

Mesleğin uygulanmasına ve yapısına ilişkin geçmiş birikimler, mimarlık tarihi aracılığıyla ve özellikle de mimarlık ürünleri –yani mimarlığın nesnesi– üzerinde yoğunlaşılarak aktarılmaktadır. Ancak bilgi birikiminin salt nesne üzerinden, ya da onun aracılığıyla aktarımı eksik bir yöntemi içermektedir.

Mesleğin gelişimine ve tarihine, dolayısıyla birikimine, yapılı eserler kadar yazılı eserler de ışık tutmaktadır; mimarlığın bilgisinin oluşumunda, yapılı eserler kadar yazılı eserler de etkilidir. Bu eserlerin incelenmesi, mimarlığın geçmiş bilgi birikimine ve daha çok da, bugünkü kuramsal tartışmalarımıza ışık tutacaktır.

Avrupa merkezciliği dışında mimarlığın farklı coğrafyalarda üretilmiş bilgisine olan ilgi yakın geçmişte artmış olmakla birlikte, kendi yaşadığımız coğrafyaya ait bir bilgi sondajını yapmak yakın geçmişe kadar oldukça zorlu bir süreci tarif etmekteydi. Gerek dil –eserlerin günümüz Türkçesi olmayışı– gerekse arşivlerdeki eserlerin tasniflenerek kamuya açılan kısmının çok kısıtlı oluşu bu zorlukların temelini teşkil etmekte idi. Ancak son yıllarda bu yönde bir merakın artarak çok sayıda girişimin olması da son derece olumludur.

Bu çalışmanın da, mimarlığın farklı bilgilerinin var olabileceğine dair artan merakın bir parçası olarak, kendi coğrafyamıza ait mevcut kaynakların saptanması ve belgelenmesi yoluyla ülke hafızasının korunmasına katkıda bulunması beklenmektedir.