İçeriği ve Strüktürü :
Burada yazar, Ağaoğlu Mehmed, hala bitmemiş bir tartışmayı Fatih
Camii’nin dokümanlarına ulaşarak yeniden tartışmaktadır. Tartışma konusu “Türk milleti acaba mimari
eserler yaratma yeteneğine sahip midir?” meselesidir. Şöyle demektedir: “tarafsız bir araştırmacı
Türklerde güzel sanatlar yaratma yeteneğinin var olup olmadığını değil, Türk
mimarisinin yaratıcı ve kendisine has bir gelişim çizgisine sahip olup olmadığını araştırmalıdır.
Dolayısıyla sorulacak soru, acaba, Türk mimari eserleri birer taklit eseri mi,
yoksa milli Türk ruhunu kapsayan ve mantıklı bir gelişime sahip olduğunu
gösteren birer örnek midir, şeklinde
olmalıdır.” Daha sonra ayrıntılı olarak
belgelerini sunar ve der ki: “Yukarıdaki
açıklamalardan sonra şu ortaya çıkıyor ki Fatih camiin asli şekli, birçok
araştırmacıların iddia ettiği gibi, doğrudan doğruya Bizans mimari tarzının etkisi altında yapılmış bir
bina değil aksine Selçuklu-Türklerinin başkenti olan Konya’ da başlayan ve daha
sonra Bursa’ da ileriye götürülen ve en nihayetinde İstanbul’ da ogunlaşma hedefine ulaşan gayet mantıklı bir gelişmenin eserdir.”
Fatih Camii'nin 1765 depreminde yıkılmadan önceki mimarisini araştırarak, Türk Mimarisinin Ayasofya'dan esinlenerek geliştirildiği iddiasını çürütmeyi amaçlamaktadır. Fatih Camii'nin, İstanbul'da ilk padişah camii olarak sekizinci asrın ikinci yarısında inşa edilmiş olduğunu Celal Esad'a referans vererek belirtir. Başka kaynaklar aracılığıyla da caminin orijinal biçimine ilişkin bilgileri derlemeye çalışır.
Daha ayrıntılı olarak bilgilenebilmek üzere metnin okunabilmesi için burada, araştırmamız kapsamında günümüz Türkçe'sine çevirilen, Aras Seddigh Frootan ve Prof.Dr. Cihan Okuyucu çalışması olan metni sunmaktayız.
Yorum :
Araştırmaya dayalı eleştirel bir metin olması
açısından önemlidir.
Anahtar Kelimeler :
Ağaoğlu Mehmed, Fatih Camii, Hayat Mecmuası, mimari, Türk Mimarlığı, orijinal