Mimari Metinler

15. yy

Haza Tarih-i Beyan-ı Bina-ı Ayasofya-ı Kebîr (Tuhfetü’l-Fakir-Tarih-i Bina-i Ayasofya)

1477
882

Şemseddin Karamani Şemseddin Mahmud b. Ahmed
Yazar(lar) :

Şemseddin Karamani Şemseddin Mahmud b. Ahmed

Miladi Tarih :

1477

Hicri Tarih :

882

Yüzyılı :

15. yy

Coğrafyası :

İstanbul

Arşiv - Kütüphane :

  • El Yazması Kopyası: Süleymaniye, Süleymaniye 00818.  Kâtip Ali (çoğaltan), Rebiüllevvel 1128 (1716).
  • Üzerinde çalıştığımız metin: Süleymaniye, Süleymaniye 00818.  

Genel Fiziki Yapısı :

Süleymaniye kopyası: 212x155, 160 x 85 mm, 30 yaprak. Kağıt üzerine, nesih, Türkçe.

Üslup Özellikleri :

İlk önce Farsça’ya (882/1477), sonra Türkçe’ye (aynı yıl) çevrilmiştir.  Dili sadedir, konular belirli bir düzene göre tasnif edilmiştir.

Etkiler / Etkilenmeler :

Rumca’dan önce Farsça'ya, sonra Türkçe'ye çevrilmiş bir eserdir.  Metinde denilmektedir ki;

""zamanında  Kostantin  kalesi diye  ünlenen  Yedi  Tepeli   kara parçasını (İstanbul’u) açıklamak için geçmiş  filozoflar  ince  dikkat  gösterip Rum  diliyle kusursuz bir  tarih   yazmışlardır. Bundan  dolayı isteklilerin açık  talebi ile  dünyanın  sığınağı olan Sultana   fakir  bir  armağanı  olmak  üzere ben Derviş Şemsettin  Karamani   alemin  adil padişahının  rağbet  ettiği Fars diliyle   tercüme  etti. O, Fars,Arap ve Türk dilinin ibarelerine ve fesahatine   hakim idi  ve Türkçeye  döndürdü.”

İçeriği ve Strüktürü :

Büyük Ayasofya'nın yapımı hakkında Rumca yazılmış metinlerin Fatih'in emri ile Türkçe'ye çevrildiği belirtilmiştir.  "Bu (kitap) Büyük Ayasofya'nın yapımını anlatan tarihtir" diye başlar.  Ayasofya'nın yapım kararının hikayesi ise bir rüya ile başlar. 

 "Üstüyanuş o gece düşünceli yatmışken rüyasında yeşil ve ak elbise giymiş nurlu bir ihtiyarın havadan sarayın üzerine indiğini ve şöyle dediğini gördü: Ey Hz. İsa'nın dinine uymuş olan Üstüyanuş! Eğer Hz. İsa'nın dinini duyurmak ve çeşitli krallara galip gelmek istersen malını din yoluna harcamalı ve Hz. İsa'nın yolunda yğce bir kilise yapmalısın.  Öyle ki az rastlanan, misli bulunmayan bir ibadet evi olsun.  Üstüyanuş bu rüyadan irkilerek uyandı.  Bir müddet düşünce denizine batıp kaldı.  Ondan sonra dini üzerine and içti ve;eğer Yüce Allah bir nice yıl ecelden eman verirse bütün hazinelerimi harcayıp bu rüyanın emrini yerine getireyim ve puta tapanları ortadan kaldırayım diye ahd etti."

"Puta tapanların mabedinin" ve sonra da etrafındaki evlerin temizlenmesini takiben dünyanın her tarafından  100'e yakın mimar çağrılır.  Üstüyanuş, Ağnadyuş'un "resmi"ni beğenir, ancak gece bir rüya daha görür ve burada eline binanın resmi çizili levhası verilir.  Ağnadyuş da o gece bir rüya görmüştür, haberciye; “Bu  gece  zorlukların düğümünü  çözmeye bir  yol buldum ve  istediğimi  rüyada  gördüm.  Padişaha  anlatmak  için onu şimdi    tedbir  levhasına  yazıyorum” der.  Üstüyanuş ile Ağnadyuş'un "resimleri" birbirinin aynıdır.  Ve yapım başlar.

Metin hikaye şeklinde akıp gitmektedir, yapının kendisinden çok nasıl yapıldığının anlatıldığı bir metindir.

Yorum :

Fatih devrinde, Türkçe yazılmış en erken tarihli mimari metindir.  Aynı Rumca kaynaktan değişik ayrıntıda ve uzunlukta çok sayıda Ayasofya yapım hikayesi çevirisi kaleme alındığı anlaşılmaktadır.


Yeniden Üretimleri :

undefined

Hakkında :

  • A. Akgündüz, S. Öztürk, Y.Baş, Üç Devirde Bir Mabed: Ayasofya, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 2005.
  • A. Akgündüz, S. Öztürk, Y.Baş
  • F. Aslan, Ayasofya Efsaneleri, Doktora Tezi, İ.Ü. SBE, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Türk Halk Edebiyatı Bilimdalı, İstanbul, 2009.

Anahtar Kelimeler :

Ayasofya, Şemseddin Karamani, mimari, rüya, İstanbul